6 Temmuz 2014 Pazar

bi' gün




"işte bur'da!" diye bağırdı...
"tam bur'da...kenara köşeye sıkıştırılmış bir yürek mevcûttur bur'da..."
hem saklayana hem saklanılana ağır bir yürek...
kenarların kendilerinden vazgeçtikleri köşe noktalarda yuvalanan bir yürek mevcuttur bur'da...
bur'da...bur'da işte...dolmuşun en arka koltuğunun altında,
yerel radyonun kayboluverecek olan  tanıdıklığında 
bir yürek mevcûttur bur'da...
kaşıntılar içinde uyuz bir yürek...
işte öyle cildi cılk yaralar içinde bir yürek mevcûttur bur'da...bu sabahta...
siz bir yerden bir yere atlamaya çalışırken sizin altınıza kendini seren...
yerçekimini çok seven...
tam zemine değecekken değmeyen, 
değmemeyi tercih eden...
işte öyle bir yürek vardır bur'da...
tam da gelmek üz're olan bu ağzı dumanlı sabahta...

ağzı yüzü duman dolu bir sabah gelmektedir bu ar'ada..
herşey baştan başlar gibi yapacaktır şimdi...
...ya da biraz sonra...
herşey yepyenilen'miş, bayram sabahlan'mış, ayakkabılan'mış, mutlulan'mış gibi yapacaktır....
...biraz sonra...
nem oranı düşmüş gibi olacak, bazı çicekler olanları duymamış gibi yapacaktır...
...biraz sonra....
gelmek üzere olan ağzı duman olan sabahta....
şehir, kendi üzerine yüzbinince kez çizilmiş yolların kemiklerinden yorgun...
şehrin skolyozu üzerine inşa edilmiş bir sabah gelmektedir 
...bu ar'ada...
doğuştan sakat,
birbirini seven iki çocuğun nefesi ile beslenen bir kuvozde astımlı,
doğuştan sakat bir sabah gelmektedir....
...bu ar'ada...

bi' uyuz yürek'in ağzı duman dolu bir sabaha karşı hiç şansı yoktur....
dünya üzerinde bi' gün daha, bir yüreğin yenilgisi ile başlamaktadır...
bi' gün olacaktır...
belki de...
bi gün olmalıdır...
hiç bir yürek o gün - ne kadar uyuz olsa da - kırılmamalıdır...

bi' gün, dünya üzerinde hiç bi' yürek kırılmayacaktır...
bi gün...


Hiç yorum yok: