30 Aralık 2011 Cuma

2012 ye merhaba...

ellerinin arasından hep birşey kayar gibiydi ya,işte o "zaman"...
ıslak...
bir nesne ya yosun tutar ya da şehirleşir bölge planlaşır reklamlaşır...

bazı kadınlar vardı
oldukları şey olarak kalmakta o kadar ısrar ederlerdi ki
kendi kendilerinin karikatürlerine dönüşürlerdi..

"edebiyle sakinleşti
dizlerini kırıp
berjere oturdu."

uzun zamandır geride bıraktıklarına dönüp bakmamıştı
oysa bakmalı
derin bir nefes almalı
biraz soluklanmalıydı.

neyse...
o kadınlardan olmadı.
ellerinin arasından akan zamandı
zaman akmıştı,
şehirler bölgeler planlar
başka şehirler başka bölgeler başka planlara...
karışmış
herşey birbirine bulaşmıştı.

ülkeler gözümüzün önünde birbiriyle çarpıştıkları sürece görünür haldeler...
ülkeler çarpıştıkları sürece varlar...

herşeyin olup bitmesine bir kaç bin saniye kaldı
ondan sonra yeni bir zafer
ya da yeni bir yenilgi için
yine tetikte olacağız

hepimiz...
yalnızlığımızla ya da yanımızdaki ile bilenmiş bir şekilde
geçmişle doldurulmuş bir silahın geleceğe yönelik namlusunda...
hepimiz
yine tetikte olacağız...
ve ardından hiç birşey gelmeyecek
bunla başa çıkabilir misin
daha bir cadde bir haftasonu dolu insanla baş edemezken sen
bunla...
baş edecek misin..

sonra herşey sona erecek
merak etme,
dibe gelmemiş br şey kalmayacak..

bir hayalet
nedir ki
aynı aynanın çatlağında aynı saatte parlayan günışığından başka
nedir

ben
neyim ki
bir hayaletten başka...

12 Aralık 2011 Pazartesi

başka sesler başka odalar

kendi kendini tekrar üretmekten ibaret...
hayat...
kendi kendine kendinin ne olduğuna dair emirler vermekten....

25 Ekim 2011 Salı

ne de güzel...
ne pis bir tamlama
"ne de güzel"

sonra sen uzuyorsun..
gölgen uzuyor
kısaca uzaklaşıyorsun


gözlerimi uzaklaşmandan alamıyorum...

ne de şairane...

...ama alamıyorum...

k

19 Ekim 2011 Çarşamba

18 Ekim 2011 Salı

##SERZENİŞ

bunların hepsini yapabilirsin
sadece bunu tekrar et kendine
nefes al...
tekrar et
hepsini yapabilirsin
bunların hepsini...

bir kuyudaydım, bir kurbağaydım
bir kuyu ve bir kurbağa hakkında bir hikaye anlatan koreliydim
o korelinin magnifikınt hikayesini dinliyordum
hayat birbirine bağlanan ama en nihayetinde tek bir hikaye
bi hikaye


bi hikayeden ne bekleyebilirsin...


duvar kenarında gezinenler...tekrar etme
tekrar edilmemesi gerekeni

bunların hepsini yapabilirsin...

bu sesleri
her biri esasında tek bir hikaye olan milyarlarca hikayeyi,
bunların seslerini dinlediğinde

bir kuyudaydın, karanlıktı ve ıslaktı
daha önce de...bir kuyuda olmuşluğun vardı, karanlıktı tabî gene...ve ıslaktı...
bundan önce de...kuyu...luğun....ranlı..v..slak..ı...
ondan da önce..uyu.. î...tı..
ve...

oralardan da çıkmıştın...


dizimde, bir oğlanı uyutmak ve ellerimle serin bir yere dokunmak...bir mermere...bir şarkının bitişine....ve bunları yapabilirsin...

hepsini

yaparsın...

8 Ekim 2011 Cumartesi

ve bir kere uykularımızı yanyanalaştırmaktı isteğim
senin koltukaltına ne kadar sızabileceğimdi tek derdim
ya da
bu ilintinin tek derdi
birbirimize ne kadar sızabileceğimizdi....

yanyana uyumak isteğinden başka da bir şey değildi

26 Ocak 2011 Çarşamba

..bu bir eğlence eviydi....


panic in the zooooooooooooooooooooooo

24 Ocak 2011 Pazartesi

bahariye nin moda caddesi ile kesiştiği yerde duruyır yüzün
git onu yerden kaldır
bu kısımlarını çalışmamıştın değil mi

artık daha fazla yok
parmak uçlarıma kadar dolu bişiy bu
bu ev
odaları içersinde dolanıp durduğum bu ev
biliyoruz bu başından beri çalışmadığımız kısmı
evi hüzünle dolduruyor

parçalara ayırıyorsun
içine tükürüp
dümdüz yerle bir ediyosun

ben geriye sayımı
senden önce başlattım

ilk kim daha fazla eğlenirse o kazanacak

hadi chivas regalll ile ölçelim huyumuzu


oysa bu ev ne de neşeliydi
şimdi korkunç palyaçolarla dolu

21 Ocak 2011 Cuma

bir kaç ohhh
bir kaç ahhhhhh
bir kaç http://

güncel boşalmalar

herkes kadar
hepiniz kadar
u dınt
know
w2t lova is
bişiy eksik diyosun
bazen yüzünde yakalıyorum ama
hayatımdan istediğim ifadeyi


mahçup

ne güzel kelime
önce sırtın
sonra kaburgaların
ve lenflerin
göğüs ucundaki...

kadrajımdan çıkıyorsunuz
lime lime
lif lif....


bişiylere yazık oluyor
ama bunu biz anlamıyoruz...


bizi izleyen
başkaları
anlıyor...



sonra işte müzik
biraz doksanlar falan....


yeni bişiy olmuyor güneşin altında...

ben balta girmemiş ormanlarında hayatımın
bir "editors" şarkısını
CADDEde yüksek sesle
söyleye söyleye
gezerek...

ben gene ben...

yarısı lavaboya dökülecek sabah nescafesi gibiydik oysa
biliyoduk
sonunu
sonu
olduğunu...

bilmiyomuyduk?

gülme bana

5 Ocak 2011 Çarşamba

yeni iş libretto1

enine parmaklıklarla kesilmiş bir pencere
pencerenin önünde uzun parmaklı zayıf bir oğlan çocuğu
oğlan çocuğunun kelimeleri ellerinde
elleri göz hızzasında hızlıca bayağaaaaa bi hızlıcaaaa hareket ediyor
oğlanın gölgesi parmaklıkların gölgesi ile kesilmiş gibi
parmaklarının hızlı hareketlerinin gölgesi bir çaba gibi
aniden önünde uzanan yolunda onunla aynı organla konuşan başka bi oğlanla tanışacak

piano hızlı hızlı
ani ani konuşurlar
onlar be yapmaktadırlar
iki oğlan çocuğu?
kavga mı etmektedirler uzlaşmakta mıdırlar
niye böylelerdir
bir çaba içinde

sonra ani kesiliş
bi öpüşme
sanki bir keman yayı kopana kadar gerilmektedir...
herşey sessizleşir

bir süre bütün olduklarına inansınlar

oyun


birazdan
mutlaka bozulur

bu nedenle oyundur.



oyundan sonra kendi yalnızlıklarından kalan arafta
bir tek birbirine bakmaca oynayacaklar

birbirlerine en yakından teğet geçmeye çalışmak
ama
içine girecek kadar hızla çarpmaktan korkma


iç aksiyonu nasıl hiç düşürmeden en tepede tutarsın

kadraj1

yazdıklarımı beğenmeni isterdim
beni beğenmeni
bana bakmanı ve görmeni
senin tarafından görülmeyi
takip edilmeye tarafından
geride bıraktığım her hareketin senin tarafından havada yakalandığını bilmeyi isterdim....

hayalimde asılı kalmış bir an
ters açıdan benim sırtıma vuran güneş
battı batacak
bir taksinin bagajı giriyor benim yokuşu çıkarak dışına kaçtığım kadraja
senin gözünün kadrajında senden uzaklaşan sırtımı izliyorum

giderek küçülüyorum
ışıksızlaşıyorum
sahipsiz bir "şey"sileşiyorum
kararıyor
kararıyor kararıyorum