hep aynı şeylere takılmadan bir şey oluşturulamıyor
yüzümde yakalıyorum şimdi yine
onbeşindeki sivilcemi
25 Kasım 2010 Perşembe
kim
dönerek karanlıklara ilerleyen bir spiralden
dönerek ilerleyerek
inerken...
karanlıklara doğru...
küllük,
ayakkabıların
yatağın yanında
bir adam sana sorarken
bana benzeyen benimle aynı bir adam
sana sorarken
sorabilirken
"beni sen de..?"
diye sormayı becerebilirken
ayakkabıların,
küllük
yatağın...
yatağınınIN tam yanında duruyor.
bana benzeyen adamın dudaklarıyla
omzunda
bir adam..
bir oğlan...yarımı kalmış bir kucaklaşma
sadece bende yarım
sende hiç planlanmamış
tasarlanmamış olan daha...
işte burada başlayan bir oyun
bu DA
bir oyun...
aramızdaki günleri sayıyorum
aramızdaki saatleri
uykunda izliyorum
uykunda yüzüne bakabiliyorum
buna cesaret edebiliyorum
yüzüne bakmaya uykunda cesaret edebiliyorum
"bu bir şey!" diye bağırıyor
sana doğru koşuyorum
bir şey bize engel olacak
bu ben de olabilirim
sen de...
olabilirdin...
bunun riski ile
karanlıklara doğru ilerleyen spiralden aşağıya doğru ilerliyorum...
kim?
dönerek ilerleyerek
inerken...
karanlıklara doğru...
küllük,
ayakkabıların
yatağın yanında
bir adam sana sorarken
bana benzeyen benimle aynı bir adam
sana sorarken
sorabilirken
"beni sen de..?"
diye sormayı becerebilirken
ayakkabıların,
küllük
yatağın...
yatağınınIN tam yanında duruyor.
bana benzeyen adamın dudaklarıyla
omzunda
bir adam..
bir oğlan...yarımı kalmış bir kucaklaşma
sadece bende yarım
sende hiç planlanmamış
tasarlanmamış olan daha...
işte burada başlayan bir oyun
bu DA
bir oyun...
aramızdaki günleri sayıyorum
aramızdaki saatleri
uykunda izliyorum
uykunda yüzüne bakabiliyorum
buna cesaret edebiliyorum
yüzüne bakmaya uykunda cesaret edebiliyorum
"bu bir şey!" diye bağırıyor
sana doğru koşuyorum
bir şey bize engel olacak
bu ben de olabilirim
sen de...
olabilirdin...
bunun riski ile
karanlıklara doğru ilerleyen spiralden aşağıya doğru ilerliyorum...
kim?
17 Kasım 2010 Çarşamba
"bat for lushes" için
yanyana yürüyoruz
birbirimize bakmıyoruz
içimizdeki saatin alarmı çalıyor
her adımımız bir vuruşa denk geliyor
bir şarkı olarak yürüyoruz
bir kız hayattan ne beklerse onu bekliyorum senden
biraz güven biraz özgürlük biraz dokunmak
fazlası değil
azı da
değil ama
yüzünde senden daha yaşlı biri var
o karşılıyor sabahları beni
hoşgeldinliyor
huysuzlaştırıyor
benim yüzümdeki ergen birini
tam olarak ne
birbirimize bakmıyoruz
içimizdeki saatin alarmı çalıyor
her adımımız bir vuruşa denk geliyor
bir şarkı olarak yürüyoruz
bir kız hayattan ne beklerse onu bekliyorum senden
biraz güven biraz özgürlük biraz dokunmak
fazlası değil
azı da
değil ama
yüzünde senden daha yaşlı biri var
o karşılıyor sabahları beni
hoşgeldinliyor
huysuzlaştırıyor
benim yüzümdeki ergen birini
tam olarak ne
16 Kasım 2010 Salı
bayram sabahı/g.a'a...
orada
o tahta odada
bir siluet
omuzlarından bir şeyler yere dökülürken
bir şey
yüksek sesle kendi ismini gevelerken
bir siluet
gölgesi arkasında kendinden büyük
bir şey...
o tahta odada...
senle sen arasında bir yerde
yüzü bana benzeyen bir siluet...
güzeldin ama gitmen kolaydı...
sayfaları dolduracak bir sebep arıyorken
rastlaşmıştık...
sen bir anlam arıyordun ben biraz tenha...
ardında onlarca sahne var
şimdi onları bulacağım
bayram ıssızlığı güz gününe o kadar yakıştı ki
bu şarkı gibi akıyor içeri anlam yüklediğim güzelim
seni bilmem ama benim sende aradığım;
uzun zaman önce kaybettiğim bir oyun alanı...
o tahta odada
bir siluet
omuzlarından bir şeyler yere dökülürken
bir şey
yüksek sesle kendi ismini gevelerken
bir siluet
gölgesi arkasında kendinden büyük
bir şey...
o tahta odada...
senle sen arasında bir yerde
yüzü bana benzeyen bir siluet...
güzeldin ama gitmen kolaydı...
sayfaları dolduracak bir sebep arıyorken
rastlaşmıştık...
sen bir anlam arıyordun ben biraz tenha...
ardında onlarca sahne var
şimdi onları bulacağım
bayram ıssızlığı güz gününe o kadar yakıştı ki
bu şarkı gibi akıyor içeri anlam yüklediğim güzelim
seni bilmem ama benim sende aradığım;
uzun zaman önce kaybettiğim bir oyun alanı...
14 Kasım 2010 Pazar
"eylemsi"
sabahları geliyor
başımın ucunda yüzüme üflüyor
bu eylemi bitirmek için eyleme başlamam lazım...
eyleme başlamadan bir an önce
bir "an"ı önce...
işte o an sabahları "sen" geliyorsun.
kendimi şehir içi otobüslerde unutulmuş bir şemsiye gibi buluyorum
tam o an öyle hissediyor olmamın eylemini görüyorum
mutfak masasının üzerinde bırakılmış ve kurumuş yarım dilim ekmeğin "oluş"unu
duygu sömürüsü olmadan yapmaya gayret ediyorum....
"aşk"sız sanat olmuyor,
her eylemimin başında...
mutlak bir "sen"e yönelmeden
biri tarafından unutulmuş olduğunu hayal etmeden olmuyor...
unutulmak için unutacak bir "sen kişi"sine gerek var
işteş bir eylemi tek kişi doğaçlayınız=sevişmek
ne kadar komik yaratılmışız
birilerinin gülme ihtiyacını gidermek için sanki...
işte o zamanlar sabahları "sen" geliyorsun...
yüzüme üflüyorsun...
üflerken...
aklıma geliyor...
bişiy...
başımın ucunda yüzüme üflüyor
bu eylemi bitirmek için eyleme başlamam lazım...
eyleme başlamadan bir an önce
bir "an"ı önce...
işte o an sabahları "sen" geliyorsun.
kendimi şehir içi otobüslerde unutulmuş bir şemsiye gibi buluyorum
tam o an öyle hissediyor olmamın eylemini görüyorum
mutfak masasının üzerinde bırakılmış ve kurumuş yarım dilim ekmeğin "oluş"unu
duygu sömürüsü olmadan yapmaya gayret ediyorum....
"aşk"sız sanat olmuyor,
her eylemimin başında...
mutlak bir "sen"e yönelmeden
biri tarafından unutulmuş olduğunu hayal etmeden olmuyor...
unutulmak için unutacak bir "sen kişi"sine gerek var
işteş bir eylemi tek kişi doğaçlayınız=sevişmek
ne kadar komik yaratılmışız
birilerinin gülme ihtiyacını gidermek için sanki...
işte o zamanlar sabahları "sen" geliyorsun...
yüzüme üflüyorsun...
üflerken...
aklıma geliyor...
bişiy...
13 Kasım 2010 Cumartesi
doluluk
falan filan
işte öyle yani
bilmediğimiz hikayelerden değil yani
bildik
bildiğin tanıdık
eski
falan filan
şehrin o noktasından da güzel gözüküyorsun
şehrin bu noktasından bakınca şimdi...
buradan
da
güzel kokuyorsun...
şarkılar kovaya dolmaya başladı
seçimlerinin kenarını parlatmaya başladım
kibiri sana yakıştırmaya başladım...
hayra alamet mi bunlar...
ayaklarını giyiyorsun
ayakların üşüyor
kışın iinden kafan uzanıyor...
gülümsüyoruz moda'da...
bahariye'de
gülümsüyoruz
beni zor bir durumdan kurtarman için orada durman yetiyor
kibiri
yakıştırıyorum
sana...
tarhan kolejinin orda iniyorum dolmuştan
şehrin içinde bir yerde duran yüzüne bakıyorum
bir yerde duran bir yüze doğru bakıyorum
bakacağım yeri bilmenin mutluluğu ile gülümsüyorum...
falan filan
işte öyle yani
bilmediğimiz hikayelerden değil yani
bildik
bildiğin tanıdık
eski
falan filan
şehrin o noktasından da güzel gözüküyorsun
şehrin bu noktasından bakınca şimdi...
buradan
da
güzel kokuyorsun...
şarkılar kovaya dolmaya başladı
seçimlerinin kenarını parlatmaya başladım
kibiri sana yakıştırmaya başladım...
hayra alamet mi bunlar...
ayaklarını giyiyorsun
ayakların üşüyor
kışın iinden kafan uzanıyor...
gülümsüyoruz moda'da...
bahariye'de
gülümsüyoruz
beni zor bir durumdan kurtarman için orada durman yetiyor
kibiri
yakıştırıyorum
sana...
tarhan kolejinin orda iniyorum dolmuştan
şehrin içinde bir yerde duran yüzüne bakıyorum
bir yerde duran bir yüze doğru bakıyorum
bakacağım yeri bilmenin mutluluğu ile gülümsüyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)