1 Ağustos 2014 Cuma

ev ateş içinde...

bi baktık ki..tüm şey'ler çevremizde susuyordu...
evlerdeydik...
evlerin içindeydik...

ev ..."iş" içinde...ev "güç" içinde...
ev, "uğraş" içinde...ev "yerleşme" peşinde...
artık cesetleri içine "toprak" diye kabul etmeyen bir gezegen...
yani bak...
         bak sakin yani...
yani bitti...
        yani bak...sakin...
yani bak...bitti...
geriye sayıları hesaplayarak
bize miras bırakılanları
evrendeki hangi rehin dükkanına teslim edeceğimize karar vermek kaldı....

sonuçta, herkes gerçek tanrısını ölürken seçiyor
....tam olarak....
...tam tanrı'sını...

ev iş içinde ev güç içinde
ev kendine bir geçmiş edinmek peşinde
bir tarih edinmek peşinde
ah, bir hikaye ah, bir hikayeye bir krallık edinmek peşinde...

oysa şimdi ellerimin içindeydi senin ellerinin yumuşaklığı...
henüz kendilerine bir anlam yüklenmemişti,
daha henüz her şey kendinden ibaretti...
daha her şey magma ,her şey lav her şey kâv'dı...
ev ateş içinde ...ev iş içinde ...ev güç içindeydi...
evler...
evlerimiz iş güç içinde yanmakla meşguldu...
dünya cesetlerimizi her ne kadar kabul etmese de öldürüyor ve ölüyorduk...
hepimizin o rehin dükkanında bekleyen bir hikayesi var gibiydi...

şey ler su istiyordu...
şeyler susuyordu...


Hiç yorum yok: