2 Eylül 2010 Perşembe

...bu saatler uyanmanın saatleri değil..
bunlar uyumanın saatleri....

herşeyi elinden düşürüyor
o derece sakar
o derece kendisi konusunda beceriksiz...

dün geldi
hayatıma girdi
elini kolunu nereye koyacağını bilemez tavrıyla ilgimi çekti
oturduk konuştuk
pek konuşmadı
gözlerini yerdeki fayanslara dikti
arada bir bana baktı
bakmasaydı?
daha mı iyi olacaktı?

sonra sabah
arkadaşlar dostlar
ahenk içinde bir sonbahar sabahı
nemli

aklıma gelmedi hiç
hiç hakkında düşünmedim...

ağlamaya başlamak için bir sebep arıyordum
hava kararmıştı
onu düşündüm ağladım

iyi de gelmedi kötü de
bu solo nasıl birşey olacak
boşlukla kovalamaca oynanmaz cümlesi dışında bir halt bilmiyorum

Hiç yorum yok: